Cevapları duyar gibiyim neden seçmek zorundayız, ikisi birden olamaz mı, ya da bırakalım bunları biraz huzur olsun yeter …
Malumunuz 2016 pek sevilen bir yıl olmadı, doğal olarak yeni yıldan yeni umutlarımız var. Umut olmadan hayatı sürdürmek çok zor çünkü. O yüzden de 2016 biterken yeni yıl ile ilgili güzel dilek ve temennilerin hepsine katılıyoruz.
Diğer yandan sadece iyi dilekler ile yetinmeyip başka ne yapabiliriz diye de düşünüyoruz. O yüzden yeni yıl kararlarının listesi yapıyoruz bazen aklımızdan, bazen yazarak. Kendi adıma liste yapanlardan değilim çünkü yapamayınca moralim bozuluyor. Ama dün bir yazı okudum ve dedim ki en azından bunu denemeliyim yeni yılda.
Yazının başlığı “Hayatta başarılı olmanın sırrı ne? Kendinize iyi davranmak”*. Stanford Üniversitesinde yapılan bir araştırmada Emma Seppala başarının mutluluk getirmediğini tam tersi mutlu insanların hayatlarında daha başarılı olduklarını vurguluyor. Ve devam ediyor “Eğer kendinize iyi bakarsanız, mutlu ve huzurlu olmayı öncelik olarak belirlerseniz, daha yaratıcı, motive ve üretken bir birey olursunuz”.
Emma Seppala, araştırmada olumsuz iç konuşmaların ve öz-eleştirilerin bireyin kendi kendini sabote etmesi anlamına, gelirken öz-şefkat ve anlayışın bireysel gelişim ve iyi hissetme hali ile ilişkili olduğunu belirtiyor.
Başkalarına iyi davranmak bizler için daha kolay iken kendimize iyi davranmayı başarmak için biraz çaba göstermek gerekiyor. Bir hata yaptığınızda iç sesiniz ne diyor? ” Ah ne kadar beceriksizim” mi yoksa “biraz daha dikkatli olmam gerekiyor” mu? İşte aslında hayattaki duruşumuz, olaylara nasıl yaklaştığımız, hedeflerimize ulaşmak için nasıl bir yol izleyeceğimiz belirleyen etkenlerden biri.
Kendimize iyi davranmak için Emma Seppala’nın önerdiği 4 yöntem var:
1- İç konuşmalarımızın farkına varmak. Özellikle başarısızlık yaşadığımız durumlarda olumsuz iç konuşmaları daha olumlu olanlar ile değiştirmeye çalışmak kendimize iyi davranma yollarından ilki.
2- Kendimize mektup yazmak. Güçlü duygular yaşadığımız durumlarda yaşadıklarımızı, duygularımızı bir arkadaşımıza mektup yazıyormuşçasına kağıda dökmek olaylar ile baş etmeyi kolaylaştırabilir.
3- Günlük minnettarlık listesi yapmak. Her gün yaptığınız ya da sahip olduğunuz için minnettarlık hissettiğiniz 5 şeyi yazmak ilk başta hiç kolay olmayabilir. Ama bu oldukça etkili bir yöntemdir.
4- Öz şefkat (öz duyarlılık) en sıkıntılı durumlarda bile ruh sağlığımızı korumamıza yardımcı olabilecek bir özelliktir. Zor durumların hayatın bir parçası olduğunu kabul etmek, kendimize şefkat göstere bilmemizi mümkün kılar. Bu kendine acımak ya da olayları umursamamak değildir.
Günümüzde hayat giderek daha hızlı, daha talepkar bir hale geliyor ya da bizler bu yolu seçiyoruz. Biraz yumurta ile tavuk arasındaki ilişki gibi. Güçlü duygular, stres, adrenalin, hızlı bir yaşam bize hayatın ta kendisi gibi görünüyor . Daha iyi hissetmek için daha fazlası için uğraşıyoruz. Ama aslında doğu felsefesi ve kültürü sadeliğin, basitliğin, yavaşlamanın bireyin kendini gerçekleştirmesi için gerekli olduğunu vurguluyor.
Bu durumda 2017 gelirken neler getirecek bilemiyoruz ve kontrol edebilme şansımız da yok ama kendimize nasıl davrandığımızı belirleyebiliriz. Umarız bu yıl kendimize daha iyi davrandığımız, hatalarımızı kabul edebildiğimiz, üzüntülerimizi ve sevinçlerimizi yaşayabildiğimiz, acele etmediğimiz, hadi hadi demediğimiz, yaşadığımız anların farkında olabildiğimiz bir yıl olur.
Ece Bakanay
*Kaynak: https://www.weforum.org/agenda/2016/02/whats-the-secret-to-success-be-nicer-to-yourself
Comments are closed.