Her anne baba çocuğunun öncelikle mutlu olmasını sonra da özgüvenli olmasını diler. Bu ikisi olursa birçok iyi özellik de beraberinde gelecek ve çocuk güvenli adımlarla yetişkinliğe doğru geçecektir. Peki özgüvenli bir çocuk yetiştirmek için nelere ihtiyaç var? Önce doğru sanılan ama yanlış bilinen gerçeklere odaklanalım.
-Çocuklar kendilerini hep iyi hissederlerse, hayatlarında hiç olumsuzluk olmazsa hem mutlu hem de özgüvenli olurlar. Yanlış!
Çocuklardan her zaman mutlu olmalarını beklemek hem onlar hem de ebeveynler üzerinde çok ağır bir yük. Aslında hayat tozpembe değil ve yokuşlar hep var. Önemli olan çocuğun hayal kırıklıkları ve hayatın yokuşlarıyla baş edebilmesini sağlamak. Hayatta her türlü duyguya yer olmalı. Kızgınlık ve korku olmasaydı belki de hayatta kalamazdık, üzüntü olmasaydı belki de empati kuramazdık…
-Çocuğa hiç sınır konulmamalı, çocuk ancak her istediğini yaparsa özgür ve mutlu olabilir. Yanlış!
Çocuklar sınıra ve ebeveynin frenine ihtiyaç duyarlar. Anne ve babanın otoritesi, çocuğa çizdiği çerçeve sayesinde, çocuk güvende hisseder çünkü bilir ki anne ve babası hiçbir durumda yıkılmaz ve onun için sağlam kaleyi oluşturur. Tabii ki çocukların seçim hakları, tercihleri olmalı ama anne baba olaylar çok hızlandığında ve yokuş aşağı indiğinde çocuğa fren olabilmeliler. Her şeyde olduğu gibi bu konuda da denge çok önemlidir.
O zaman çocuğun neye ihtiyacı var?
- Öncelikle ve değişmez olan ebeveynin koşulsuz sevgi Çocuk ne hata yaparsa yapsın bu sevgi değişmez. Gözünün içine bakan, onu sevgi ile saran ebeveynlerin güvenine olan ihtiyaç hiç değişmez.
- Çocuğun bağımsızlaşma ihtiyacının fark edilmesi. Bebek doğduğunda, anneye/bakım veren kişiye tamamen bağımlı durumdadır. Yemeği, uykusu ve diğer tüm ihtiyaçları için ebeveyne bağımlıdır. Büyüdükçe ve geliştikçe bu ihtiyaçlar azalır. Winnicott’un belirttiği gibi yeterince iyi bir bakımın sonucunda güven oluşur. Çocuk büyüdükçe anne ile bebek dünyaya açılmaya başlar. Çocuk da annesinden ayrışmaya ve dış dünyayı keşfe başlar. Tabii bir yandan ebeveynin güvenli alanı dahilinde olmaya devam eder. Eğer ebeveynler bu değişen ihtiyaçları fark eder ve çocuğu bağımsızlaşması yönünde destekler ise çocuğun güven gelişim süreci sorunsuz devam edecektir. Çocuk artık kendini besleyebilir, kendi kendine uyuyabilir, istek ve ihtiyaçlarını erteleyebilir ve yalnız kalma kapasitesi gelişir.
- Sınırların belli olması. Öngörülebilir olmak, rutinler ve tutarlılık çocukları rahatlatır. Sürprizler ve değişimler zaman zaman çocuklar için baş edilmesi zor, yoğun duyguları getirebilir. Anne ve babasının ne olursa olsun yıkılmayacağını ve onu koruyabileceğini bilmek, her çocuk için güven gelişimimin temelidir.
- Duygu yönetimi ve problem çözme becerilerinin desteklenmesi. Duygularını tanıyan, anlatabilen ve yönetebilen çocuklar, problemlerini çözebilmenin ilk adımını atmış olurlar. Problemlerini çözebilen çocuklar hayatın getirileriyle baş etmekte zorlanmazlar.
- Sorumluluk alması için teşvik edilmesi. Çocukların özgüven gelişimleri için iki türlü sorumluluğa ihtiyaçları vardır. Yaşına uygun şekilde ev ile ilgili sorumlulukların (odasını toplamak, masayı hazırlamak vb.) olması gerekir. Bu gibi sorumlulukları alan çocuklar, yetişkinlik dönemlerinde de hayatın gerektirdiği işleri yapmaktan çekinmeyeceklerdir. Bir diğer sorumluluk ise davranışının sonuçlarını kabul etmektir. Davranışının sonucunun sorumluluğunu alabilen çocuklar, hataları ya da başarısızlıkları karşısında yoğun duygular hissedecekler ancak yıkılmayacaklardır. Bu hataların onları ileri taşıdığını fark ederler.
Özetle; çocuk ile ilgili hemen her konuda DENGE çok önemli. Çocuğun bağımsızlaşma ihtiyacını karşılayan ama bir yandan da sınırları belli olan, koşulsuz sevgiyi veren ancak çocuğun her istediğini anında yapmayan ebeveynler çocuklarının özgüven gelişimini uygun şekilde desteklemiş olurlar. Her türlü aşırı uç çocuğun gelişimini sekteye uğratır; ihmalin çocuğun gelişimini sekteye uğratması gibi aşırı koruma da çocuğun gelişimini olumsuz olarak etkiler.
Comments are closed.