Çocuklar bir görevi, bir işi tamamladıklarını, başardıklarını fark ettiklerinde hissettikleri yeterlilik duygusu, onları daha zor şeyleri denemeleri için motive eder. Bu tamamlamış olmak, başarmış olmak ile birlikte gelen “yetkin hissetme” hali gerçekten çok güçlüdür ve bağımlılık yaratabilir. Yetkin hissetme hali içsel motivasyonu destekleyen anlamlı bir ödül gibidir. Dışsal motivasyon olarak değerlendirdiğimiz materyalisttik ödüllerden çok daha anlamlı ve etkili bir ödül hem de. “Ayın öğrencisi” ya da “haftanın yıldızı” gibi kavramlar bir öğrenciyi motive ederken potaya giremeyen birçoğunun başarısız ve yetersiz hissetmesine neden olabiliyor ve daha da önemlisi her öğrencinin kendi içinde başardığı, tamamladığı, yeterli olduğu durumlarında gözden kaçmasına ve değersizleşmesine neden olan bir ortam hazırlayabiliyor. Yetişkinler olarak hepimiz dışsal motivasyonun (ödüller, primler, terfiler vb) hayatımızda önemli bir yeri olduğunu yadsıyamayız. Ancak bizleri tanımlayan, yetkinliğimizi gösteren tek değer bunlar olsaydı bir süre sonra çok mutsuz ve anlamsız bir hayatımız olurdu. Hatta araştırmalar gösteriyor ki sadece dışsal motivasyona odaklanmak bir süre sonra kişinin performansında düşüşlere neden olabiliyor.
Öğrenciler açısından baktığımızda ise öğrenmeyi ve yeterliliği sadece yüksek not almaya ya da “ayın öğrencisi” olmaya sınırladığımızda birçok öğrencinin çemberin dışında kalmasına neden oluyoruz. Bu şekildeki bir yaklaşım öğrenme motivasyonunu değil yıkıcı olabilecek bir rekabet ortamını, kıskançlığı, kopya çekmeyi ve vaz geçmeyi güçlendiren bir ortam yaratıyor.
Gelişmeyi Yetkinlik olarak Değerlendirmek
Yetkinlik mutlak bir kavram değildir. Geliştikçe aslında yetkinliğimizde artar. Bu nedenle gelişmeye yönelik her adım cesaretlendirilmelidir. Sonuca değil sürece odaklanmak öğrenme ve gelişmenin en önemli etkenlerinden biridir.
Öğrenciler aslında birbirlerine yardım ettiklerinde, daha önce başaramadıkları bir şeyi yapabildiklerinde doğal olarak bir tatmin ve yetkinlik hissederler. Bu duygu onlara daha fazlasını yapmak için gereken motivasyonu sağlar.
Öğrencilere yaptıkları, başardıkları şeyler ile ilgili gerçekçi geri bildirimler vermek onların yetkin hissetmelerinde önemli bir rol oynar. Bu şekilde gösterdikleri performansı daha da geliştirmek için gerekli olan gücü kazanmış olurlar. Küçük bir kıvılcımı görmek ve onu beslemek ateşi daha da güçlendirir.
İçsel motivasyonu sürdürmek için gerekli olan; öğrencileri bir sonraki basamağa geçmelerine yardımcı olacak şekilde desteklemektir.
Bir okul gününde odaklanmamız gereken öğrencilerin kendilerini başarısız ya da yetersiz hissedecekleri durumlar yerine bir şeyleri başarabildiklerini fark edebildikleri bir öğrenme ortamı yaratmaya çalışmak olmalıdır.
Yetkinlik ilgi ve meraktan beslenir. Öğrenmenin gerçekleşmesi için öğretmenin bu ikisini de besleyebilmesi önemlidir.
Eğitim bir takım işidir. Bu nedenle eğitimciler bir takım olarak birlikte çalışmalıdırlar. Öğrencilerin güçlü yanlarını keşfetmek, ilgi alanlarını gösterebilecekleri bir öğrenme ortamı oluşturmak için ne gibi düzenlemeler yapılabileceğini düşünmek çok kolay olmasa da imkansız değildir.
Kaynak: https://www.edutopia.org/article/nurturing-intrinsic-motivation-students Maurice J. Elias’ın yazısından çevrilmiştir.
Comments are closed.