6 yaşınızda olduğunuzu düşünün, okul sırasında 40 dakika öğretmeninizi dinlemeye çalışıyorsunuz… Okuldaki tüm derslerden sadece bir tanesi. Sabah karanlıkta evden çıktınız, servis ile okula geldiniz ve günlük koşturmaca başladı. Çantanızda ödevinizi arıyorsunuz ama yok işte. Ne oldu? Evde unuttunuz. Öğretmen “uygun” bir şekilde teneffüse çıkamayacağınızı anlatıyor. Çünkü ödevi tamamlamalısınız. Gitti oyundan zamanınız…
7 yaşındasınız. Derste yazmaktan parmaklarınız yorulmuş… Dikkatinizi sürdürmek zor çünkü hava mis gibi, güneşli, dışarıdan gelen kuş seslerini duyuyorsunuz… İlk bahçeye çıkan olup salıncakta hızlıca sallanmaktı hayaliniz ama öğretmen omuzunuza dokunuyor ve “uygun” bir şekilde sıranızda beklemenizi ve teneffüs sırasında tahtadan yetiştiremediğiniz yazınızı tamamlamanızı istiyor. Güle güle sallanmak…
8 yaşındasınız, hava biraz yağmurlu… Sınıf ise çok sıcak. Tek istediğiniz biraz bahçeye çıkıp, yağmurda koşmak, enerjinizi atmak. Ama sınıf, öğretmeni dinlemediği için uyarı aldı ve teneffüste düşünmek için herkes sınıfta. Başka zaman hava almanız gerekiyor…
….
30 yaşındasınız, iş yerindesiniz. Biraz hava alma ihtiyacınız var ama patronunuz dışarı çıkamayacağınızı söylüyor. O proje bitmeli. Biraz hava alsanız belki de daha rahat konsantre olacaksınız ama bir şey diyemiyorsunuz. Böyle bir durum yetişkinlikte başınıza gelse nasıl bir tepki verirdiniz bir düşünün? Peki çocukluktaki teneffüs cezalarından bir farkı var mı? diye düşünün şimdi de.
Teneffüsler, ara’lar aslında verimli çalışabilmenin, enerji atabilmenin, stres ile başa çıkabilmenin, öğrenmenin bir parçası ama ne yazık ki; çocukların “öğrenmeleri için” ellerinden ilk alınan da bu önemli aralar. “Sonuç yaşatmak” için aslında nefes almalarını zorlaştırıyoruz bir yandan. Ara vermemiş, nefes almamış çocuklardan öğrenme motivasyonlarını devam ettirmelerini beklemek haksızlık değil mi?
Okul çocukları ile bir araya geldiğimizde ilk aklımıza gelen sorudur; “okulu seviyor musun? Peki okulda en çok neyi seviyorsun?” pek çok çocuğun yanıtı ; “Teneffüs” olması sizce şaşırtıcı mı? Yakın zamanda yaptığımız ülke değişiminde kızım ve oğlum farklı okullara gitmeye başladılar. Her iki okulun da ortak özelliği teneffüslerdeki yaklaşım. Her çocuk mutlaka bahçeye çıkıyor ve daha da güzeli eğer botlarını giyerlerse diledikleri kadar çamurda oynayabiliyorlar. Buradaki eğitimciler, bu yaklaşımın hem duygusal hem de fiziksel olarak çocuğun gelişimi için önemli olduğunu belirtiyorlar. Çocuklarıma sorduğumda onlar için okulun en keyifli vakitlerden.
Amerikan pediatri Akademisi’nin yaptığı açıklamaya göre; “ Teneffüs çocuğun, sosyal, duygusal, fiziksel ve zihinsel gelişimini olabilecek en iyi hale getirmek için gün içinde verilmesi gereken bir aradır. Esas itibariyle teneffüs çocuğun kişisel zamanı olarak algılanmalı ve herhangi bir akademik ya da cezalandırma nedeniyle askıya alınmamalıdır.” (Eğitimpedia, 2018).
Suzi Mizrahi
Ege için…
Kaynak:
Sarıoğlu, A.(2018). Okullar Teneffüse Çıkmamayı Bir Cezalandırma Yöntemi Olarak Kullanmaktan Neden Vazgeçmeli? https://www.egitimpedia.com/okullar-teneffuse-cikarmamayi-bir-cezalandirma-yontemi-olarak-kullanmaktan-neden-vazgecmeli/
Comments are closed.