Büyüdükçe “zamanın göreceliği” kavramını daha iyi anlıyorum. Günler o kadar hızlı geçiyor ki sabah uyanmak ile akşam yatmak arasına çok az şey sığıyormuş gibi hissediyorum. Halbuki çocukken “zaman” dediğimiz şey hep uzundu, sabah uyandığımız andan yatağa gidene kadar dolu dolu yaşardık günü. Hepimiz ara ara düşünürüz sanırım çocukluk anılarımızı, arkadaşlarımızı, ailemizle yaptıklarımızı… Bazen bir konuşma arasında anarız ya da yaşadığımız bir olay bizi geçmişe götürür. Ve hafızamızda kalanlar ya duygusal yoğunluğu fazla olan anlardır ya da sürekli tekrarlanan, sık yaşadığımız, geçmişte artık hayatımızın parçası olmuş anlarımızdır.
“Eskiden hafta sonu mutlaka pikniğe giderdik ailecek.”, “Annemle hamurdan şekiller yapar fırına atardık”, “Babamla çarşı-pazar gezerdik.”, “Ailece haftada bir defa oturup film izlerdik. “, “Annem nolursa olsun beni hep affederdi” vb. cümleler hepimizin hafızasında vardır. Sanıyorum bu gibi cümleler bir ailenin çocuğuna bırakabileceği en güzel miras; çünkü her bir cümle bir deneyimi, kurulan güçlü bir bağı ya da anlamlı bir ilişkiyi temsil ediyor. Çocuklar büyüdükçe, hayat yolunda onlara en çok lazım olan şey de ilişki kurma becerisi, güven duygusu, tecrübeler ve deneyimlerden faydalanabilme iç görüsü. Bunların bazıları zaman içinde kazanılırken bazıları da nesilden nesile aktarılıyor.
Biz de sizlere bu bağlamda kendi çocuklarınızın duygusal hafızalarına, ilişki belleklerine hediye edebileceğiniz ve onların daima hatırlayacağı 8 cümle hazırladık:
1) “Annem-babam bana/benimle her zaman kitap okurdu.”
Kitaplar başka dünyalara açılan kapılar gibidir. Çocuğunuzla okuduğunuz her kitap hem çocuğunuzun hem de sizin hayal dünyasına yaptığınız ortak bir yolculuğu temsil eder.
2) “Annem-babam söylediğim şeylere önem verir ve beni mutlaka dinlerdi.”
“Çocuğunuzun size anlatmak istediği her şeyi can kulağı ile dinleyin.Küçükken anlattığı küçük şeyleri dinlemezseniz, büyüdüğünde yaşadığı büyük şeyleri de anlatamayacaktır.” C.M.W
3) “Annem-babam onlara ihtiyacım olduğu anları hisseder ve beni sevgiyle kucaklardı.”
Sarılmanın her yaştaki insan için mucizevi bir etkisi olduğunu araştırmalar bile söylüyor. Çocuğunuz onu rahatsız eden yoğun bir duygu yaşadığında, mutlu olduğunda ya da hiç bir koşula bağlı olmadan ona sarılmak aranızdaki bağı güçlendirmek için en etkili yöntemlerden biri…
4) “Benim ailemde her hafta/sene/her bahar/kış mutlaka …… yapılırdı.”
Bir ya da birden çok aile geleneği oluşturun! Aile içinde düzenli olarak yapılan keyifli etkinlikler hem çocuğunuzla hem de nesiller arası bağınızı güçlendirir. Dolayısıyla cümledeki boşluğu doldurmak ya da çoğaltmak size kalıyor…
5) “Benim ailemde sofraya birlikte oturulur, sofrada sohbet edilirdi.”
Yoğun çalışma şartlarında sofraya ailecek oturmak artık pek kolay değil. Yemeğin ve sohbetin birlikte yenildiği, paylaşıldığı zamanlar aile bağları için çok önemli. Günde bir öğün bile olsa yemek saatinizi bilikte geçirmeye özen gösterin.
6) “Annem-babam benimle birlikte oyun oynardı ve beraber çok eğlenirdik.”
Oyun çocukların ruhunun gıdasıdır ve vazgeçilmezdir. Sağlıklı bir ebeveyn-çocuk ilişkisi için çocuğunuzla mutlaka oyun oynayın, onun ruhunu gıdasız bırakmayın.
7) “Benim için önemli olan anlarda ve her zaman ailem yanımdadır.”
Doğum anından itibaren çocukların hayatlarında pek çok önemli an var. Kutlamalar, mezuniyetler, ilk ayrılık, kayıplar vs. Bu anlarda anne ve babanın desteğini yanında hissetmek yani “hatırlandığını”, “akılda tutulduğunu” bilmek çocuğun kendini güvende ve rahat hissetmesi açısından paha biçilmezdir.
8) “Ne yaşarsak yaşayalım annem-babam beni koşulsuzca sevmeye hep devam etti.”
Bu hayatta koşulsuz sevgiyi alabileceğimiz ilk yer ailemizdir. Yukarıdaki maddelerin hiç biri olmasa bile karşılık beklemeden ve hiç bir şarta bağlı olmadan sadece sevildiğini bilmek bir birey için mutlulukların en büyüğüdür.
*http://www.the36thavenue.com/10-things-children-will-always-remember/ yazısından esinlenilmiştir.
Comments are closed.