Anneler günü yaklaşırken altı aylık bir bebekle annelik deneyimini hem fizyolojik hem biyolojik hem de ruhsal olarak iliklerine kadar yaşayan bir anneyim. Şu sıralar annelik müessesine dair her türlü video, yazı, söz yanaklarımdan yaşlar süzülmesine yetiyor da artıyor. Ama bir konuya bakışım, yani karşı duruşum hala değişmedi; anneler gününde annemizi hediyeye boğalım yaklaşımı. Eğer niyetimiz gerçekten onları mutlu edecek bir şey yapmak ise bunun için azıcık oturup düşünmek, kafa yormak gerek. Tencere, parfüm, çiçek hediye üçlemesinin dışına çıkıp onlara daha dişe dokunur bir hediye verebilmek aslında çok da zor değil.
Mesleğim gereği bu zamana kadar pek çok anne ile çalıştım, üstüne şimdi kendim de anneyim. Dolayısıyla hem kendi deneyimimden hem de duyduklarımdan yola çıkarak anneler için kilit noktalardan birinin “ihtiyaçlarının anlaşılması” olduğunu düşünüyorum. Evet anlaşılmak! “ Off çok abarttı, her anne yaşar bunu” , “ Eee olacak o kadar kolay değil annelik ”, “ Analar çeker yükü”, “Anne olmak çok başka bir şey” söylemlerinden öteye geçip “Neye ihtiyacı var bu kadının acaba?”, “ “Neden bu kadar söyleniyor durup bir dinleyeyim” noktasına gelebilmek. Çünkü her ne kadar cinsiyet ayrımı yapmayalım, anne-babayı bir bütün olarak ele alalım desek de hem bizim toplumumuzda hem de dünya genelinde kadınların (annelerin) ev içi yükleri daha ağır. Dileğimiz bu şartların kadınların lehine iyileşmesi fakat hali hazırda mevcut olan durumda neler yapılabilir düşünmek gerek.
Annelerin neye ihtiyacı var? Hangi konularda anlaşılmak isterler?
Bu, anneden anneye farklılık gösterse de temeldeki konular ve ihtiyaçlar benzeşir. Bu bağlamda akla ilk gelenler:
*Duygularının anlaşılması: Anneler sabırlıdır doğru, hatta çoğu zaman daha yapıcı, çözüm odaklı ve arayı bulan, ortamı sakinleştirendir. Ama bu da bir yere kadardır 🙂 Anneler de kızar, üzülür, hayal kırıklığına uğrar ve sakinleşmek için zamana, yalnız kalmaya ihtiyaç duyabilirler. Çoğu zaman bu pek mümkün olmaz hatta kendi duygusunu ötelemek, bastırmak zorunda kalabilir. Duyguları konuşabilmek, mümkünse “Çok kızdın, hadi biraz yalnız kal ve sakinleş” ya da “Bu durum seni üzmüştür, yapabileceğim bir şey var mı?” ve ya “ Nasıl hissediyorsun?” demek annenin yüzünde farklı bir ışıldama yaratabilir.
*Genellememek: Annelik yolundan şimdiye kadar pek çok anne gelip geçmekte olsa bile her kadının deneyimi kendine özel ve biriciktir. Dolayısıyla annenin kendini yetersiz hissettiği ya da herhangi bir kriz anında “Aaa ne var bunda, bunu her anne yaşar”, “Abartma”, “Annelik böyle bir şey işte” demek annenin derdine derman olmaz. Hatta bazen daha çok gerilmesine sebep olabilir. Böyle zamanlarda onun o an yaşadığına odaklanmak ve genellememek daha çok fayda getirecektir.
*Kararlarına saygı duyulması ve annelik içgüdülerine kulak verilmesi: Bu oldukça önemli bir madde ve açıklaması ise şöyle: Anneler çocuklarının neye ihtiyacı olduğunu bilir ve çocuklarının üzerinde söz sahibidirler. Çocuk ile anne arasına girmekten kimseye yarar gelmez 🙂
*”Annelik” dışındaki kimliklerinin unutulmaması: Anneler anne olmanın yanı sıra insan, kadın, kardeş, eş, dost, meslek sahibi ve şu an sıralayamayacağım pek çok farklı kimliğe ve role sahip. Bu kimliklerine zaman ayırmak, o roller içindeyken vakit geçirmek, bu şekilde de değer görmek oldukça önemli.
*Zaman! Zaman! ve Zaman!: Annelere zaman çoğunlukla yetmez! Sabah çocuğun/çocukların uyanması ile başlayan mesai uyku vaktine kadar devam eder. Bu arada annenin yapması gereken o kadar çok şey olur ki bir bakar akşam olmuş bile! Ve çoğu zaman işler yarım yamalaktır ve ertesi günlere yapılacak yine çok iş vardır. Bu bağlamda ev içi görev paylaşımı ve/ya anneye dışarıdan destek (bakıcı, arkadaş, büyükanne/baba) annelerin yapmaları gereken işe odaklanmalarına, bölünmeden çalışmalarına yardımcı olabilir.
*Yalnız kalma ihtiyacı: Yalnız kalmak hepimiz için temel bir ihtiyaç fakat bir insan yavrusu doğurduğunuzda epey uzun bir zaman yalnız kalma şansınız olmayabiliyor. Bebeklik döneminde annesine her anlamda ihtiyacı olan yavrusu büyüdükçe bağımsızlaşsa bile anneye olan bağlılığı ve ihtiyacı farklı boyutlarda hep devam ediyor. Çoğu anne için evde yalnız geçireceği 1 saat bile çok kıymetli, hatta bulunmaz nimet! Mesela ben bazen kendimi “evde yalnız olsam da duvarlara baksam boş boş” derken buluyorum 🙂 Demem o ki etrafta çoluk çocuk, eş dost olmadan geçireceği birkaç saat hediye edebilirsiniz annelere!
*Tabi ki “uyku”: Bu maddeyi okuyan annelerin çoğunun özellikle çocuğu 0-3 yaş döneminde olan annelerin derin bir ah çektiğini duyar gibiyim. Pek çok anneye en güzel hediye kesintisiz bir gece uykusu hatta mümkünse bunun haftada birden fazla gün olmasıdır sanırım! Bu açıdan, gece kalkmalarının baba ile bölüşülmesi en ideal ve olması gereken. Eğer bu olmuyorsa en azından hediye olarak bir gece uykusu verin annelere!
Buraya yazmadığım, aklıma gelmeyen noktalar mutlaka var ve bu yazıyı okurken “Şunu da yazsan iyi olurmuş” diyen annelerin sesini duyar gibiyim. Bu noktada da annelere tavsiyem ise şu: İhtiyaçlarınızı dile getirin sadece içinizden geçirmeyin. Söylemeden anlaşılmak güzel şey fakat bunun olmasını beklerken sinirler harap oluveriyor. Talep edin, mutsuz olduğunuz şeyleri değiştirmek için adım atın ve yardım istemekten çekinmeyin.
Sevgiyle kalın ve bu yazıyı yukarıdaki hediyeleri beklediğiniz kişilere okutun 🙂
Ceren Şad Polat
Ps: Babalar gününe yakın bir tarihte, babaların ihtiyaçlarına dair bir yazı yazmak boynumuzun borcu oldu artık!
Comments are closed.