Teknoloji kullanımına sınır getirilmesi dendiğinde aklımıza hep çocukların teknoloji kullanımının sınırlanması geliyor ancak ebeveynlerin teknoloji ile geçirdiği saatler çok da dikkate alınmıyor. Bu yazıda biraz ebeveynlerin teknoloji kullanımının getirileri üzerine düşüncelerimi ve okuduklarımı paylaşmak istiyorum.
İtiraf etmem gerekirse bu yazıyı yazmak için ilk düşünce bir Pazar “Hadi oğlum artık kapat i-pad’i!” dememle başladı. Bu sözün arkasından şu cümleyi beklemiyordum çünkü…
-“Ohh siz şanslısınız, hiç size hadi kapat telefonunu diyen olmuyor!”
O an aklıma “çok masum bir şekilde çocuklarımın anları kaçırmamak için ardında durduğum kamera, iş için yazmam gereken birkaç cümlelik e-postalar, sosyal medyaya bir bakıp çıkarım düşünceleri, dur bu çok önemli bir telefon bakmam lazımların” toplamının çocuklarım üzerindeki etkisi düşüverdi.
Sahi çocukların teknoloji kullanımını sınırlarken, kendi sınırlarımızın farkında mıydık?
Çocuklar ilişki ve iletişim içinde gelişirler. Ebeveynin sadece fiziksel olarak çocuğun yanında olması yeterli değildir. Çocuk ile oyunda, sohbetler sırasında kısacası birlikteyken gerçekten o anda hem fiziksel hem de ruhsal olarak bulunmak gerekir. Araştırmalar, sürekli bölünen ebeveyn çocuk iletişiminin çocuk gelişimde olumsuz etkiye sahip olduğunu göstermektedir (Christakis, 2018).
Televizyonun seyredilmeden bir ses olarak hayatımızda yer alması da yine günümüzün önemli konularından biri. Televizyonun sabahtan akşama sürekli açık olduğu evlerin sayısı hiç de az değil. Seyredilmese bile açık televizyonun çocuğun gelişiminde olumsuz etkileri olduğu belirtiliyor. Çok basit bir matematik ile arkada bir fon olarak televizyonun olması kişilerarası kullanılan kelimelerin azalmasına neden olduğu bulunmuş (Crist, 2018).
Sosyal medyada bir yandan sosyalleşirken, bir yandan mutluluk, gurur, sevinç ya da üzüntümüzü paylaşırken, çocuklarımızla olan bağımız bazen kopma noktasına geliyor. Boston Tıp Merkezi’nin 2014 yılında yürüttüğü bir araştırmada ebeveyn ve çocuklar bir alışveriş merkezinde yemek yedikleri esnada gözlemleniyor (Goodwin,2018). Birçok ebeveynin bu anlarda telefonlarıyla meşgul olduğu ve çocukların ebeveynlerinin dikkatini çekmek için davranış zorlukları çıkardığı tespit edilmiş. Ebeveynlerin ise bu anlarda çocuklarının ilgiyi üzerine çekme ihtiyacını fark etmeyip, çocuklarının bu davranışlarına olumsuz tepkilerle yaklaşıldıkları da gözlemlenmiştir.
“O zaman biz ebeveynler hiç mi teknoloji kullanmayacağız?” gibi bir soru aklınıza geliyor olabilir. Hayat siyah beyaz değil, kendi vaktimizi tabii ki kendimize de ayırmak gerekir. Bu noktada;
-Denge
Kendimiz için de teknolojiden bağımsız “BEN” zamanları ve alanları oluşturma, çocuklarımızla bağlantımızı koparmadan geçirdiğimiz anlar ve teknolojinin rahatlıklarını ve kolaylıklarından faydalandığımız anları dengelemek artık bir gereklilik.
-Bilinçli kullanım oldukça önemlidir.
“Anıları Kaybetme Korkusu “ (Goodwin, 2018) ile çocukları ekran arkasından izlemek ve aslında o AN’da çocuklarımızla gerçekten olamamak önemli bir ikilem. İlk adımı, gösterisi, komik bir anı kamerada yakalayacağız, paylaşacağız, saklayacağız diye acaba çocuğumuzun bizim o anki tepkimizi kaçırması, duygularımızın kamera ardında kalması, o önemli anda bizimle göz kontağını kuramaması nasıl duyuluyor?
Bağlarımızı güçlendirdiğimiz ve dengeyi sağlayabildiğimiz keyifli bir hafta sonu dilerim.
Suzi Mizrahi
Kaynaklar
Christakis, E. (2018). The Dangers of Distracted Parenting. www.theatlantic.com
Crist, C. (2018). Parents Need Screen Time Limits Too, says Pediatricians. www reuters.com
Goodwin, K. (2018). Dijital Dünyada Çocuk Büyütmek. Aganta Kitap
Görsel: Edmon de Haro’nun eseridir.
Karikatür: Pinterest- Ivan Maffei hesabında yer almaktadır.
Comments are closed.