“Öğretmenim canım benim, canım benim
Seni ben pek çok pek çok severim
Sen bir ana sen bir baba her şey oldun artık bana”… diye bir şarkı öğretmişlerdi bize ilkokulda… Çok severek ve eğlenerek söylerdik.
Geçenlerde bir baktım, şarkı aklıma düşmüş tekrar. Sonra düşünmeye başladım “Gerçekten çok sevdiğim, çok değer verdiğim, yanında güvende hissettiğim öğretmenlerim vardı. Peki neydi onları benim gözümde diğerlerinden ayrı kılan?”
Ve başladım onları özel kılan özellikleri listelemeye
1)Dersleri keyif verir.
Mizah onların derslerinin bir parçasıdır. Bir bakarsınız gülerken birçok yeni bilgiyi de öğrenmişsinizdir. Bu derslerde öğretmen de öğretirken keyif alır. Okuduğunuz kitapta sanki bir rolü varmışçasına hikayeyi yaşar. Zorla, sadece işi olduğu için orada değildir. Karşılıklı bilgi aktarımı için girer derslere. (Evet biz öğrencilerden de öğrendiği şeyler elbette olurdu). Öğretmek için birçok farklı sürpriz teknikleri vardır. Sadece sınıfta öğrenmezsiniz. Bir de bakmışsınız Shakespeare’in bir eserini tüm sınıf izlemeye gitmişsiniz, ya da bir sergiyi gezersiniz keyiflice. Bazen bir oyun oynarsınız hep beraber, bazen minik bir tiyatro canlandırması yaparsınız, bir de bakarsınız ki bir sosyal sorumluluk projesine imza atmışsınız. İple çekersiniz tekrar o derse girmek için. Heyecanlanırsınız öğrenecekleriniz için. Ezber olmadığı için yıllarca hatırlarsınız öğrendiklerinizi.
2)Fikrinizin önemli olduğunu hissedersiniz.
Soru sorar, cevabınızı bekler. Cevabınızın çok saçma olduğunu düşünseniz bile sizin sözünüz önemlidir onun için. Neticede farklı bakış açıları değerlidir. Çocukların hayal gücünün önemine inanır. Sizi dinlerken gözünüzün içine bakar, takıldığınızda zaman verir. “Eller kollar bağlı tıp” sözünü sevmez, derslerde öğrencilerin katılımı konu uzasa bile onu mutlu eder. Ders monolog halinde gitmez. Tüm bakış açılarına yer vardır.
3)Sizdeki potansiyeli görür, size sizden fazla inanır.
Sizi yanına çağırır, o sınava/görüşmeye başvurmanız için sizi önayak olur.” Yapabilirsin yeter ki hazırlan” dediği an adeta Dünyanın en önemli insanı gibi hissedersiniz kendinizi… ve bir sene sonra meyvelerini almaya başlarsınız, o öğretmeninizin attığı tohumları. Bir de bakmışsınız hayalinizdeki hedefe ulaşmak için bir adım daha yaklaşmışınız.
4)Desteğe ihtiyacınız olduğunu çekinmeden dert etmeden paylaşabilirsiniz.
Benim için yanlarında en çok rahat ettiğim öğretmenler, desteğe ihtiyacım olduğunu rahatça paylaşabildiğim öğretmenlerdi. Dersteki konuyu anlamadığımı onlarla paylaşmak sorun değildi çünkü bu sorular karşısında “dersi dinleseydin anlardın” ya da “ aklını bana vermezsen tabii ki anlamazsın” gibi cevaplar almazdım. Sabırla üzerinden geçerdik konuların. Kimi zaman kendi dersleriyle ilgili olmayan konular ile ilgili can sıkıntımı fark ederler bana yol gösterirlerdi. Onlar için sadece kendi öğrettikleri ders konuları yoktu, bize hayatı öğretiyorlardı.
5)Zaman zaman potansiyelinizin üzerinde görevler vererek bilgi ve becerinizi arttırmayı sağlar.
Bazı zamanlar o dönem ya da o ders bitmeyecek gibi gelirdi. Bu kadar da zor olamazdı bizden beklenenler. “Hem ben kimdim ki bu kadar zor bir şeyi becerebileyim?”, “Sunum mu yapacağız? İyi de ben kağıda bakmadan konuşamam ki!” Zamanla kendime güvenmeyi öğrendim, bana bir görev veriliyorsa bunu yapabileceğime inanıyorlardı. O zaman yapabilirdim.
Öncelikle bir öğretmenimi düşünerek başladım yazıma, sonra birçok farklı öğretmenin bana kattıkları geldi aklıma. O nedenle, beni bugün olduğum kişi yapan tüm öğretmenlerime teşekkür etmek istiyorum. İyi ki varsınız…
Suzi Mizrahi
Ocak 2016
Comments are closed.