Bir varmış bir yokmuş… diye başlar masallar. Tam olarak neden öyle dendiğini bilmesem de bana hep başa çıkılması zor hatta imkansız olaylar ile baş edilebildiğini hatırlatır bu giriş. Nedense Zorbalık ile ilgilendiğim bu son günlerde aklımda hep bu cümlecik; “Bir varmış, bir yokmuş” dolanıyor. Zorbalık yaşamımızda VAR ama gerek okul ve aileler gerek de çocuklar açısından baş etmesi çok zor olan bu durum YOK’muş gibi davranılıyor.
Bu konuyu bu kadar karmaşık bir hale getiren belki de altta birçok etmenin (yapısal özellikler, yetiştirilme tarzı, aile içi ilişkiler, arkadaş çevresi, iletişim araçları, okul ve öğretmen tutumları), birçok farklı tarafı (okulu, öğretmeni, aileyi, zorbayı, mağduru, olayı gören diğer çocukları), birçok şekilde (sosyal, duygusal, fiziksel vb.) etkilemesi olabilir.
Zorbalığa karşı farklı yaklaşımlar neler olabilir?
Genel olarak Zorbalık konusunda yaklaşımlar üç temel şekilde olabiliyor. Bu yaklaşımlar; önleme, müdahale etme ve iyileştirme. Aslında tüm bu çalışmalar birbirinden çok kesin çizgilerle ayrılmış değil. Zorbalığa karşı yapılan çalışmalar bir okul politikası olarak “tüm okul yaklaşımı” içinde her üç temel amacı da aynı anda içermelidir.
Öğrenmenin Panzehiri Dostluktur*
Sosyal Duygusal Öğrenme bakış açısı ile Zorbalığa yaklaşım önleyici, sisteme yönelik ve bütünsel olmalıdır. Yani sadece zorbaca davranışlar gösteren çocuklar ile değil okulun tüm üyelerine (öğrenci, öğretmen, okul çalışanı, veli) henüz sorun çıkmadan bazı becerilerin kazandırılması gerekir. Böylece birbirini umursayan, saygı gösteren, destekleyen bir kurum kültürü oluşturulabilir.
Zorbalığı Sınıfınızda ve Okul Ortamında Önlemek için Sosyal Duygusal Öğrenme Teorisi Temelli 10 Öneri
1) Eğitim döneminin ilk gününden itibaren sınıf ortamında ve okul ortamında zorbalığa hiçbir şekilde izin olmadığını net olarak belirtin.
2) Sınıf kurallarınızda aşağıdaki söylemleri kullanın ve sisteme dahil olduğundan emin olana kadar tekrarlamaya devam edin:
“Biz sınıfımızda/okulumuzda birbirimize zorbaca davranmayız”
“Biz zorbalıkla karşılaşan arkadaşımıza yardım ederiz”
“Arkadaşlarımızı grup dışında bırakmayız”
“Birinin zorbalığa uğradığını fark edersek (evde veya okulda) bir yetişkinden yardım isteriz”
3) Velilerinizi de yukarıda belirtilen sınıf kuralları hakkında bilgilendirin. İhtiyaç duyduklarında onları rehber danışmana yönlendirin.
4) Sınıfınızda her türlü duygunun kabul edileceğini anlatın. Konuşmaya çekinen öğrencileriniz için dilek ve öneri kutusu veya duygu panosu gibi uygulamaları kullanın.
5) Eğitim döneminin başında sınıfınızdaki öğrencilerin neler yaşadığını fark etmeye odaklanın. Bu şekilde zorbalığı önleyici yaklaşımlarınızı erkenden geliştirebilirsiniz.
6) Olumlu davranış sergileyen öğrencilerinizi davranışlarının ne olduğunu tanımlayarak onlara geri bildirimler verin. Örneğin: “Ayşe, arkadaşından kalemini isterken kibar ve saygılı bir şekilde davrandın”.
7) Sınıf ortamınızın iklimini olumlu tutmaya özen gösterin. Öğrencilerinizi sabahları tek tek karşılamak, isimleri ile hitap etmek gibi ufak davranışlar sınıfınızın ikliminin olumlu olmasına yardımcı olacaktır.
8) Problem çözme, duygu ifadesi, öfke yönetimi alanlarında siz de davranışlarınızla model olun.
9) Sınıfınızda öğrencilerinizin bir kısmı veya hepsi yoğun duygular yaşadıklarında önce onların sakinleşmelerini destekleyin.
10) Siz de bir yetişkin ve eğitimci olarak kendinize iyi bakmayı, oksijen maskelerini önce kendinize takmayı unutmayın!
Sevgi ve saygının hakim olduğu, birbirini umursayan, farklılıkları kabul eden, yardımlaşma ve hoşgörünün ön planda olduğu okul ortamları için hep beraber çalışmak üzere…
Suzi Mizrahi
Kaynaklar:
*Doç. Dr. Metin Pişkin ile Sabah Gazetesi tarafından yapılan röportajdan alıntıdır.
-Dölek,N. ( 2002) Öğrencilerde Zorbaca Davranışların Araştırılması ve Bir Önleyici Program Modeli, Marmara Üniversitesi, eğitim Bilimleri Enstitüsü, Eğitim Bilimleri Ana Bilim Dalı, Yayımlanmamış Doktora Tezi.
-Ebru Ayan “Okulda Zorbalığa Hayır” sunumu
-Yazıda kullanılan görsel: http://kisiselbasari.com/akran-zorbaligi-ve-cocuklarin-ruhlarina-etkisi.html sitesinden alınmıştır.
Comments are closed.